1. "dert" sözcüğü kim için ne anlama geliyorsa gelsin. derde sahip olduğunu düşünen varsa buraya yazsın. ne olursa. içimizde halledebiliriz bence. hatta belki yazarken rakılarımızı koyarız. karşılıklı olmasak bile kadehlerin tokuşturulmasından gelen o bilindik sesi duyarız.
  2. zaten itiraf başlığını biraz fazla geniş çerçevede kullanmamız sebebiyle toplaşmayı düşündüğüm başlık. zira itiraf etmek ve dert paylaşmak birbirlerinden oldukça farklı kavram ve eylemler.
  3. --sende hoşlanmadığım hiçbir şey göremiyorum.
    ---ama göreceksin. ben de senden sıkılıp kendimi kapana kısılmış gibi hissedeceğim.
    --tamam
    ---tamam

    çıkamıyorum sözlük.kurtaramıyorum kendimi.biri yardım etsin bana
  4. iki saatten fazla zamandır oturuyorum şu an bu satırları yazdığım sandalyemde. buraya daha önce hangi dertten ötürü yazmışsam hala aynı dertten muzdaribim. halbuki ne yapmam gerekiyordu. elimdeki ticaret hukuku pratiğini çözüp, temize çekip, arkasından da ölmemek için can çekişen bir makaleye suni tenefüs baabında bir kaç sayfa eklemem gerekiyordu.
    seninle konuştuk. konuşulan havadan sudan her meselenin "bize" gelmesinden rahatsız olman konusunda konuştuk. yani yine "bizden" konuşmuş olduk. bence beraber olmayı beraber olmamaktan daha kolay beceriyorduk. bence. ama sence durum bunun tam tersi belli ki. hep şey diye düşünürdüm. "boşver. kız yaşıyor işte. kendini, artık sevilmediğine ve sen yokken her şeyinin daha güzel olduğuna inandır. kolay olan bu. kendini boşuna zorluyorsun."
    değilmiş. kolay olan bu değilmiş. sanki varmışsın gibi yapmakmış meğerse daha kolay olan. ya da yüz çevirip yok olduğun bir hayata bakmamak...
    gittikçe daha sessiz olacak her şey...ben...sen... sonra bir bakacağım ki zor olanı yapmış artık ben olmayan ben...